2019 Singapur Konvansiyonu

Arabulucuk Dünyasının Konvansiyonu

07 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da düzenlenen resmi törende, 46 devlet temsilcisi  Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Uluslararası Sulh Anlaşmaları Hakkındaki Birleşmiş Milletler Konvansiyonunu (Singapur Konvansiyonu veya Konvansiyon) imzaladılar. Konvansiyonu imzalayan devletler arasında; Türkiye, Katar, ABD, Çin de bulunmaktadır[1]. Sözleşmeyi imzalayan devletlerim tam listesini bu yazı sonunda bulabilirsiniz.

Singapur Arabuluculuk Konvansiyonu, arabulucuk sonucunda yapılan uluslararası sulh anlaşmalarının tenfiz aşamasındaki mevcut boşluğu tamamlamayı hedeflemektedir. Konvansiyon, arabulucuk sonucu yapılan ticari sulh anlaşmalarının daha pratik ve etkili biçimde tenfizini mümkün kılmakla birlikte, uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde tahkimle birlikte arabuluculuğun yükselişini destekleyecek bir mevzuatın oluşumunda temel teşkil etmesi beklenmektedir.  Bu açıdan bakıldığında Konvansiyon için arabulucuk dünyasının “New York Konvansiyonu” şeklinde bir benzetme yapılabilir.  Singapur Konvansiyonu aynen Ney Work Konvansiyonunda olduğu gibi yerel mevzuata uyarlama ihtiyacı duymaktadır.

Sınır Aşırı Arabulucuk

Genel bir ifadeyle, bağımsız bir kişinin (arabulucu) uyuşmazlığın daha az maliyet ve süratle çözümlenmesi amacıyla  uyuşmazlık taraflarına  yardımcı  olduğu alternative uyuşmazlık çözümleme metoduna arabulucuk denmektedir. Bu sepeble arabulucuk nispeten gizli ve karşılıklı mutabakata dayalıdır. Yerel uyuşmalıklar bakımından arabulucuk yeni bir kavram olmasa da arabuluculuğun uluslararası uygulamaları ciddi seviyelere henüz ulaşmamıştır.

2014 yılında arabulucuk ile ilgili yapılan bir araştırmaya ortaya koymaktadır ki,  araştırmaya katılanların %93’ü arabulucuk sonucu varılan anlaşmaların tenfizinde bir Birleşmiş Milletler konvansiyonunun bulunması durumunda konvansiyona akit diğer devletten bir taraf ile aralarındaki uyuşmazlığı arabulucuk ile çözebileceklerini belirtmişlerdir[2].

Singapur Konvansiyonu arabuluculuğun belirli bir tanımlamasını yapmaktan kaçınmaktadır. Ancak, uyuşmazlık tarafları üzerinde herhangi bir yaptırım yetkisi olmayan üçüncü bir kişi yardımıyla uyuşmazlığın sulh yoluyla çözümlenmeye çalışılmış olmasını şart koşmaktadır.

Arabuluculuk neticesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi durumunda uyuşmazlık tarafları genellikle bir sulh anlaşması yapmaktadırlar.  Taraflardan birinin bu sulh anlaşmaya uymaması durumunda diğer taraf anlaşmadaki uyuşmazlık çözümleme hükümleri uyarınca  hareket etmek durumundadır. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse, sulh anlaşmasının tarafları uyuşmazlıkların belirlenen bir yerdeki mahkemeler veya tahkim yoluyla çözümleneceğini anlaşmış olabilirler. Dolayısıyla sulh sözleşmesinin tenfizini isteyen taraf ilgili mahkeme ya da tahkime başvurmak durumunda kalacaktır. Yerel uyuşmazlıklarda bu tarz sözleşmelerin tenfizi nispeten daha kolay olmakla birlikte uluslararası uyuşmazlıklarda uygulanacak işlemler daha karmaşıktır. İşte Singapur Konvansiyonu tam da burada devreye girmektedir. [3]

Singapur Konvansiyonu Kapsamında Tenfiz

Konvansiyon kapsamında tenfizin mümkün olabilmesi için bazı şarlar mevcuttur;

  • Sulh anlaşması yazılı olmalıdır,
  • Sulh anlaşması arabulucuk neticesinde yapılmış olmalıdır,
  • Sulh anlaşması işyerleri başka devletlerde olan iki veya daha fazla taraf arasında olmalıdır, ve
  • Sulh anlaşması taraflarının işyerlerinin Konvansiyonu imzalamış devletlerden birisinde olması gereklidir.

Konvansiyon sadece ticari uyuşmazlıklara uygulanabilmekte, aile, tüketici ve işhukuku ile igili uyuşmazlıklara uygulanamamaktadır.

Bu minvalde inşaat sektörü ile alakalı uyuşmazlıklar Konvansiyon kapsamındadır.  Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük inşaat sektörü olan Türk İnşaat Sektörü bakımından Konvansiyonun ne anlam taşıdığını sonraki makalelerimizde irdeleyeceğiz[4].

Konvansiyonun 2020 baharında yürürlüğe girmeis beklenmektedir.

Konvansiyon Uluslararası İnşaat Sektörü için Ne Manaya Gelmektedir?

Uluslararası inşaat sektöründe ortaya çıkan uyuşmazlıklar genellikle karmaşık ve çözümü maliyetli uyuşmazlıklardır.

Gelişmiş alternatif uyuşmazlık çözümleme metodları sektör tarafından uzun süredir kullanılmaktadır. FIDIC 1999 Sözleşmeleri örneğin bağlayıcı bir uyuşmazlık çözümleme kurulu (UÇK) öngörmektedir. Alternatif uyuşmazlık çözümleme metodlarının mahkemeler ve tahkim karşısındaki avantajları ve dezavantajlarına ilişkin uluslararası camialarca bir çok yazı, makale vb. kaleme alınmıştır. Bu makalemizde bu konunun detaylarına girmeyeceğiz. Ancak, alternatif uyuşmazlık çözüm metodlarının maliyet ve süre verimliliği genel olarak kabul görmektedir. Uyuşmazlık çözüm uzmanı ve EQUITAS yöneticilerinden Metehan Sonbahar  görüşlerini şu şekilde belirtmektedir “ Geleneksel mahkemeler ve tahkim ile karşılaştırıldığında arabulucuk sadece maliyet ve süre verimliliği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ticari ilişkilerin son bulmasına yol açan ihtilafların önlenmesinde de yardımcı olabilmektedir”

Diğer taraftan sınır aşırı işlemlerdeki tenfiz problemleri bilinmektedir. FIDIC 1999 sözleşmelerinde bulunan UÇK (DAB) bakımından örneğin genel teammül bağlayıcı UÇK kararlarının tenfiz edilebilir olması gerektiği yönündedir. Bu konu ünlü Persero davalarında teyit edilmiştir.  Ancak tüm bunlara ragmen  bir UÇK kararının tenfizi çok sıradan bir işlem değildir ve bu konuda deneyimli acukat, uzman , hakim ve hakemler gerektiri. Aynı zamanda bu kararların tenfizinde uluslararası mevzuat eksikliği bulunduğu bilinmektedir.

Bu açıdan bakıldığında Singapur Konvansiyonunun sınır aşırı arabuluculuğu teşvik eden ve tenfizi mümkün kılan önemli bir enstrüman olarak görev yapacağını ve arabuluculuğu diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden ayrı kılabileceğini düşünmekteyiz.

7 Ağustos 2019 itibariyle Konvansiyonu İmzalayan Ülkeler (alfabetik sıra ile)

ABD, Afganistan, Beyaz Rusya, Benin, Brunei Kırallığı, , Çin, Esvatini, Fiji, Filipinler, Grenada, Gürcistan,  Haiti, Hindistan, Honduras, İran, İsrail, Jameika, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kolombiya, Kongo, Kore, Kuzey Makedonya, Laos, Maldivler, Malezya, Morityus, Nijerya,  Palau, Paraguay, Samoa, Sırbistan, Sierra Leone, Singapur, Sirilanka, Suudi Arabistan, Şili, Timor-Leste, Türkiye, Uganda, Ukrayna, Uruguay, Ürdün, Venezuela.[5]

 

[1] https://www.singaporeconvention.org/news-7aug-signing-ceremony.html

[2] https://www.imimediation.org/2017/01/16/users-view-proposal-un-convention-enforcement-mediated-settlements/

[3] Also note amendment to law no 7155 published in the Official Gazette on 19 December 2018 introducing mandatory mediation as condition precedent to litigation for commercial disputes under Turkish law

[4] https://www.enr.com/toplists/2019-Top-250-International-Contractors-1

[5] https://www.singaporeconvention.org/official-signatories.html